giderek hızlanıyoruz derken bunu kastetmiştim, gözümü kapadım açtım 34. hafta gelmiş bile..
pek faydalı bilgiler veremedim bu blogda, amacım aslında hamilelik süreçlerini de anlatmaktı ama sıkıntılar yüzünden pek o keyfi bulamadım kendimde. yaşadığım fiziksel sıkıntılar, yediklerim içtiklerim, ilaçlarım, doktor ziyaretlerimi anlatmadım genelde...
neyse madem 34. haftaya geldik, biraz bu haftalardan bahsedeyim... artık sanırım işler daha zor... eskiden iş çıkışlarında fiti fiti yürüyelim, aman her yere yürüyüş yapalım spor olsun peşindeyken son bir hafta 10 gündür mümkün olsa da el arabasında taşınsam peşindeyim... merdiven çıkılası yerlerden kaçıyorum, evden 5 dakikalık iskeleye bile otobüsle gidiyorum. çünkü gerçekten artık ayaklarım çok ağrıyo, 2 adım yürüyünce dizlerim titriyo...
ve Can içerde hala kıpır kıpır.. tekmeden ziyade gerinme hareketleri yapıyo sanırım, genelde ittirdiğini hissediyorum. bi de en sevdiğim de başkası elini koyunca anında duruyo, ama ben elimi koyduğumda hemencik altında bitiyo.. ben onu yirim yirim, anasının kuzusu hemen toplaşıyo elimin altına başlıyo kıpırdamaya..
yediklerim içtiklerim genelde aynı, sağlıklı beslenmeye çalışıyorum ama arada bi dünya abur cubur kaçırıyorum... en basitinden her hafta en az bi kere öğle yemeğinde acılı lahmacun, amerikan salatası geliyo arkadaş!
bu ay sonu kontrol var, sanırım doğumla ilgili artık bi konuşma yaparız diye düsünüyorum, bi ay gibi bi vakit kaldı sonuçta... zaten artık 2 haftada bire düşecek kontroller demişti 4 haftadan 3 haftaya düşürdüğünde...
tuvalet mevzusu klasik, bu hiçbir hamilede şaşmıyo sanırım... allah'tan ben gecede 2 kere falan uyanıyorum, bence az ve iyi bi sayı bu... ama özellikle Can içerde gerinirken en sevdiği şeylerden birinin de annenin idrar torbasını mıncıklama, tekmele oyunu olduğunu düşünüyorum..
şubat başı annem gelicek, bebek arabası ve yatak mevzusunu halledicez inşallah.. sonra da artık yıkama ve yerleştirme işine başlamak istiyorum, henüz bi dolabımız yok tabi, olursa inşallah..
işe gitmek artık çok zor.. sabahları uyanmak işkence.. zaten giyinmek, özellikle çorap ve ayakkabılar tam bi kabus! ofiste ağır iş yok çok şükür ama koca ve ağır bedenimle evde yatıyo olmayı tercih ederdim.. para pul sıkıntımız olmasa da hep evde bebeğimle olabileydim keşke ama işte malesef.. hatta daha izne çıkmadan işe dönüp tekrar maaş almaya başlasam'ın hayallerini kuruyorum, ne acı..
neyse, 34. haftada durumlar böyle.. bi baby shower bile yapamadık ama en azından süsü burda olsun diye bu süsle bitirelim bu yazıyı.. allah herkesin gönlüne göre versin inşallah, ben de sağlıkla Can'ıma kavuşayım tabi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder