11 Mayıs 2015 Pazartesi

merhaba deliksiz uyku

ben uykuyu çok severim. bayılırım. çok güzel camış gibi de uyurum :)
hamileyken bütün arkadaşlarım uyanamıycaksın diye delirtiyolardı beni. valla uyandım. gak dese uyandım, guk dese uyandım. sabahları güne 5:30larda başladım. geceleri 3-5 kez mama yedirmeye uyandım.
ama sonra artık 2 yaşına yaklaşmış bi çocukta gece beslenmesinin alışkanlık olduğunu öğrendim. can geceleri bazen 2, bazen 5 kez uyanıp mama diye ağlıyodu. öyle 2 yudum içip bırakma da değil, baya en az 150 ml mama içiyodu. bu sefer dedim ki acaba bu çocuk gündüz doymuyo mu... yahu mümkün değil, benden çok yiyo nerdeyse :)
bi de bu kadar çok uyanıp mama içince sabaha kadar bezi de dayanmıyodu tabi. gece bi kez kalkıp bez değiştiriyodum, ona rağmen sabah ıslak uyanıyodu.

işten ayrılıp cana ben bakmaya başladığımda buna artık bi son vermeye karar verdim. zaten annem bakarken mümkün değildi, çünkü ağlamasına izin vermiyodu.
zor olucak sandım.
önce bütün gün anlattım, artık gece mama yok. geceleri mama bitiyo diye. tabi ki anlamadı :)
ilk gece her uyandığında yarım saate yakın mama diye ağladı. her seferinde uyanıp su teklif ettim, mama bitti dedim. suyu da istemedi. sonraki geceler giderek azaldı, önce 10 dakika, sonra 5 dakikaya düştü.
bi haftanın sonunda artık ikimiz de deliksiz uyuyoduk :)

biz 2 sene deliksiz uykuyu unuttuk. keşke daha erken kesseymişim gece beslenmesini.
deliksiz uyku ne güzel bişeymiş...


9 Mayıs 2015 Cumartesi

şöfer bey inecek var, oğlum dur kusma

zaman gerçekten çok ama çok hızlı geçiyor, ve bunun tek gözle görülür kanıtı da bebekler!
daha önce de yazmıştım bunu, tekrar yazmak istedim. çünkü can artık bir bebek değil :) bebeklik kategorisinden çıkalı tam 2 ay oldu. şu kadar aylık kavramları bizim için bitti, artık 2 yaş 2 ay kavramı hoşgeldi :)

kısaca arada geçen süreci (18. aydan 26. aya) özetlemek gerekirse;
18. ayda da yazmıştım, 18 aydan sonrası bence çok çok zor :) maksimum hareket ve minimum söz dinleme...
2. yaşında son aşımızı da olduk ve aşı defterini ilkokula kadar kapattık çok şükür :)
bu arada can'la 4 aydır yalnızız. annane gitti, oğlumla ikimiz kaldık.
can hala tam konuşamasa da her geçen gün biraz daha fazla kelimeyle derdini anlatmaya başladı. ama tabi ki favorimiz "anne". 10 saniye içinde hiç durmadan 50 kez anne diyebilir :)
2 yaş sendromu henüz görünürlerde yok. umarım böyle hafif atlatır geçeriz.

can'la her gün kendimizi yollara vuruyoruz, parklara, sahile, ve metronun bizi götürebildiği her yere :) sadece metroyla gezebiliyoruz çünkü kabus gibi bir sorunumuz var: yol tutması!
geçen yaz başladı bu kabus. araba, minibüs, otobüs, neye binsek maksimum 15 dakika sonra can'a bi haller oluyo ve önce terler boşaltıyo, sonra da içinde ne varsa :(

bir tek metroda ve gerçekten çok kısa mesafelerde kusmuyo. şimdilerde konuşması geliştikçe kusacağı zaman "bitti, bitti" demeye başladı, böylesi benim için de kolay, hangi araçtaysak kusmadan inme şansımız oluyo. ama gerçekten ikimizin de keyfini kaçırıyo bu durum. ailecek haftasonu bi yere kahvaltıya gidemiyoruz mesela. bütün uzun yolculukları gece yapmak durumunda kalıyoruz.
ilaç kullanmak istemiyorum daha çok küçük diye.
bi yara bandı meselesi duymuştum, göbek deliğine çapraz bağlanan iki yara bandı kusmayı engelliyor diye, ama bize çare olmadı malesef.

yana yakıla bu duruma çözüm arayışındayım. bütün bulduğum siteleri, forumlardaki yorumları okudum ama bize uygun bi çözüme henüz denk gelmedik. son okuduklarımın arasında fasülye yutturmak var. bizim caniko yutabilir mi emin değilim :) o kıvama geldiğinde onu da deniycem!

velhasıl, tüm gezme keyfimizi kısıtlayan yol tutması haricinde bizde işler güçler yolunda.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...