çok küçüklüğümü hatırlamıyorum ama hatırladığım, minicikkenden beri evde yalnız kaldığım. ben okuldan döndüğümde annem evde olmazdı. kendi yemeğimi kendim yerdim, kendi işimi kendim görürdüm. biraz aklım ermeye başladıktan sonra da "ben çocuğumu evde hiç yalnız bırakmıcam, hatta ben çocuğumu hiiiiç bırakmıcam" diyip durdum...
gel gör ki hayat öyle bi şey değil işte...
oğlum 4 ay 1 haftalıktı işe başladım... şimdi annem bakıyo oğluma. bende onun cesareti yok, ben oğlumu başka bi şehire gönderemem, o yüzden haftaiçi burda, haftasonu 400 km ötedeki kendi şehrinde annem... ona da zor, bana da zor, hepimize zor ama torun olunca annem gık demiyo çok şükür...
zaten sorun annemde değil bende :)
işe başladığım ilk gün sanki haftasonu tatilinden dönmüşüm gibi hissetmiştim. yani 5 aydır evde yatmıyorum da, sadece haftasonu girmiş araya... ilk gün annemi 5 kez falan aradım sanırım, napıyosunuz, naptınız, uyudu mu uyandı mı... ama ağlamaklı falan olmadım, ah bebeğim ah yavrum ben sensiz napıcam modunda falan değildim. ilk hafta özlemedim bile nerdeyse :) ama sorun şu ki benim cancan 8'de uyuyo... ben eve vardıktan 15-20 dakika sonra uyumuş oluyo yani... çok uğraştım en azından 9-10 gibi uyusun diye ama olmuyo. öyle tatlı uyuyo ki sıpa, kıyıp uyandıramıyorum :) e sabah kalkış saati 6, ben o saatte kalkamıyorum, gene annane uyanıyo sağolsun. haftaiçi oğlumu toplasan bi saat görmüyorum yani... şimdilerde bu biraz koymaya başladı, evet, artık özlüyorum oğlumu... ama annemi arama sıklığım da günde ikiye düştü. sanırım insan her şeye alışıyo...
bi de ufak bi şey daha; annemi kıskanıyorum! deli gibi kıskanıyorum hem de... sürekli ay öyle mutluyduk, ay böyle oynadık, ay şunları yaptık dedikçe kıskançlıktan çatlıyorum. belli etmiyorum tabi ki ama içim içimi yiyo... haftasonu gelse de oğlumla başbaşa kalsam diyorum (tabi ki haftasonları da ah annem olsa da biraz daha uyusam diyorum, o ayrı :) bu kısırdöngü hiç bitmeyecek sanırım).. bi de cancan annemi görünce gülücükler atmıyo mu, deli oluyorum! haftaiçi hep "haftasonu gelsin onu hep kucağımda taşıycam, hiç indirmiycem" diyorum ama gelin görün ki 8,5 kilo bi bebeyle bu pek mümkün olmuyo :)
gönül ister ki ben de evde oturayım, kendi oğlumu kendim büyüteyim ama dediğim gibi, hayat, şartlar, borçlar, kartlar, bankalar buna pek müsade etmiyo malesef... en azından bizde durum öyle... yoksa inanıyorum ki her kadının içinde potansiyel ev hanımlığı var. hiç "ay ben evde oturamam, kesin çalışmam lazım"cı kadınlardan değilmişim, evde oturduğum 5 ayda bunu anladım. 5 yıl daha otur deseler otururdum yani :)
oğlum, cancanım, umarım büyüyünce benim küçükken hissettiklerimi hissetmez... en azından şanslı ki bakıcı yerine annanesiyle büyüyo. sonsuz sevgi... hatta biraz abartı sonsuz sevgi ama neyse, şikayet ediyomuş gibi olmayayım :)