18 Ekim 2013 Cuma

mama savaşları - I

sanırım çoğu anne-bebek bloğunda vardır benim az sonra yazacaklarım. ek gıdaya nasıl geçilir, neler yapıcaz, neler ne sırayla verilecek, ve tabi ki sonuç, ek gıdaya nasıl geçemedik :)


ama şu da var ki sonuçta her bebek öyle ya da böyle bi şekilde ek gıdaya geçiyo :) 3 yaşına gelip sadece süt içen bebe yok piyasada :)

evet bizimki de bir nasıl geçemedik hikayesi :) bi gazla başladığımız ek gıdaya geçişi alerjik bünye sebebiyle doktor amcamızdan yediğimiz fırça ve can kuzunun zırt pırt kabarması sebebiyle ağırdan almaya karar vermiştik hatırlarsanız 
bizde sonuç olarak 1,5 aydır pek bi ilerleme yok… elma ve muza bayılıyoruz, yoğurt ve muhallebiyi sorunsuz şapır şupur yiyoruz; ama sadece bu kadar… sebze çorbasına asla ağzını açmıyo kuzu, tarhana denedik, yok; yoğurt çorbasını kesin sever dediler, yok… anam, benim oğlan çorbaya tepki olarak doğmuş sanırım… ama eninde sonunda yiyecek diye çok kasmıyorum. kahvaltıya başlayalım dedi doktor amcamız, ufaktan ona da cicibebe, evde yapılmış lor ve pekmezle başladık ama 3 kaşıktan sonra gene yok… bi de canbebe kendi kaşığını, biberonunu tutamıyo henüz. tutma değil vurma odaklıyız biz :) belki kendi kaşığını kendi ağzına götürmeyi keşfederse bi değişiklik olur hayatımızda…

işin özü, bizim acelemiz yok… kasmaya da gerek yok diye düşünüyorum. elbet bi gün ben de oğlumun keyifle yediği yemeklerin, çorbaların tarifini yazarım buradan (inşallah)… 

mama savaşları 1'den (mama wars 1) durum bildirimi şimdilik budur :)

16 Ekim 2013 Çarşamba

pardon tanışıyo muyuz?!

biz artık nerdeyse koca adam olduk yahu. bugüne bugün 7,5 ayı devirdik şu hayatta..
aylar geçtikçe huylar da değişmeye başlıyo sanırım.

bizim Can paşa normalde bal börek gibi bi bebekti. herkese gülücükler atsın, mavi boncuklar dağıtsın, onun kucağından bunun kucağına gezsin ohhh, hayat ona güzeldi valla :)

ama bi ay önce, diş buğdayı partisinde farkettim bi tuhaflık olduğunu. kapıdan giren ilk misafirle ağlamaya başlamış, herkes gidene kadar da ağlaya ağlaya bi hal olmuştu.
sizi tanıyo muyum?!
sonra gittiğimiz her gezmede bunu yapmaya başlayınca anladık ki artık insan seçmeye başlamış ufaktan sıpa. daha doğrusu tanımadığı birini görünce basıyo yaygarayı. tanımadığı kişiyle kastettiğim de şu, aslında görüştüğümüz insanlar hep hayatımızda olan kişiler sonuçta. canla bu 7,5 aylık süreçte mutlaka bi yerlerde oynaşmışlar. ama son dönemde (artık ne kadarlık bi dönemse o) görmediği her kişiye yaygarayı basıyo.
hele ki başka bi evdeysek nerdeyse sakinleşmiyo, gün boyu mızır mızır halini hiç üstünden atmıyo diyebilirim. ama evdeysek ve gelenleri yabancıladıysa (çok kalabalık değillerse eğer tabi) daha çabuk atlatıyo. bi süre sonra kahkahalarına ve şarkılarına kaldığı yerden devam ediyo.

uzun lafın kısası, daha sık görüşelim arkadaşlar. bize gelin, dışarı çıkalım, çay kahve içelim. yoksa Can kuzusu sizi görüp yaygarayı bastığında "ama zamanında seninle az mı oynaştık minnoş" diye sitem etmeyin oğluma... çocuk hafızayı resetlemiş işte, hepinizi baştan tanıması lazım minnoşun :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...